25 Mart 2021 Perşembe

Yürüyelim Arkadaşlar!

Türkiye - Hollanda Maçı Değerlendirmesi



A Milli takımımız 2022 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri G Grubundaki ilk maçında evinde "Turnuva Takımı" Hollanda ile karşı karşıya geldi.

Nefeslerimizi tutarak izlediğimiz bu karşılaşmayı A Milli takımımız, Burak Yılmaz'ın hattricki ve Hakan Çalhanoğlu'nun şık golüyle kazandı ve "Portakalları" 4-2 mağlup etti.

Bu güzel maç diğer maçlara göre erken saatte oynandığı için birçok izleyiciye ulaştı. Birçok Avrupa ülkesinde ve hatta Latin Amerika'da büyük yankı uyandırdı. 

Çok klişe olacak belki ama sanırım dün akşam ki mutluluğumuzu en doğru anlatacak cümle;

"Soğuk havada içimizi ısıtan bir galibiyet elde ettik" 

Mütevazi olmak kabulüm ancak bu Milli takımı övmemiz gerektiğini düşünüyorum. Zira bu takım ve bu gençler bunu fazlasıyla hakediyor. Sanırım övmemek bu jenerasyonun potansiyeline haksızlık olur. Temkinli olmak ve çalışmayı elden bırakmamak da bir o kadar mühim. Çünkü bu galibiyeti taçlandıracak olan ardından gelecek olan galibiyetlerdir.

UEFA da Türkiye ve Hollanda kadar bu maçı önemsemiş olmalı ki EPL’nin en iyi hakemlerden olan Michael Oliver'ı bu maça verdi.

Maça 4-1-4-1 düzeninde başladık ancak oyun içerisinde 4-2-3-1 ve 4-2-2-2 gibi formasyonlara geçmemiz de söz konusuydu. Ön alan baskısı yerine 2. bölge de konuşlanıp topu rakibe bırakıp hızlı hücumlarla sonuca gitmeye çalıştık ki bu isteğimiz de sonuca ulaştı. 15. dakikada Kenan Karaman'ın topla mesafe katedip hızlı kontratağı başlatması ilk gol için oldukça önemliydi. Devamında Hakan Çalhanoğlu'nun rakibin üstüne doğru gidip topu Burak Yılmaz ile buluşturması bu golü adeta "bizim usul" tamamlamamıza davetiye çıkardı. 

Golden sonra Hollanda ataklarını sıklaştırsa da sonuca ulaştıramadı. Yine Kenan Karaman'ın başlattığı atakta Okay Yokuşlu ceza sahası içinde yerde kaldı ve Burak Yılmaz penaltıyı gole çevirerek skoru 2-0'a getirdi. Bu golden sonra da kapanmayı tercih eden Millilerimiz bu skorla devreye farklı bir özgüvenle girdi.



Bence maçın gizli kahramanı ve ilk yarıdaki en iyi oyuncumuz, Okay Yokuşlu’ydu.

İspanya'daki Okay ile İngiltere'deki Okay arasında nasıl bir fark olduğu bu maçta ortaya çıktı. İngiltere'de hem fizik hem oyun anlamında kendini oldukça geliştirme fırsatı yakalamış gözüküyor. İngilizler de Okay'dan oldukça memnun. Bu maçta stoperlerin arasına girdiği anlar doğruydu, takımı çok iyi organize etti. Bloklar arası mesafeyi çok doğru ayarladı. Gerektiğinde liderlik gösterip maçta uyuyan herkesi uyandırdı. Topla çıkışlarda özellikle sol tarafta Çağlar-Umut-Hakan ile bazı aksaklıklar yaşadık. Yine de skoru bulmamıza engel olacak yahut oyun olarak bizi geriye atacak türden aksaklıklar değildi.

Hollanda, özellikle biz skoru bulduktan sonra baskı kurdu diyebiliriz. Ancak oyun hızları yavaş. Biz topun arkasına geçip hızla doğru pozisyon aldığımızda yeterli baskıyı bulsalar da üretemediler.

Ne kadar kreatif oyuncuya sahip olursanız olun ihtiyacınız olan "Alan ve Zamanı" bulamayınca sıradanlaşıyorsunuz.

İkinci yarının hemen başında Hakan Çalhanoğlu ile skoru çok şık bir şekilde 3-0 yapınca maçı da kafamızda bitirdik esasında. Belki de bu maç için hepimiz maçı kazanmayı bekliyorduk. Ancak kabul edelim ki 3-0 gibi dominant ve net bir skora ulaşmamız maçın başında çok ütopik gelebilirdi.

Golden sonra da yine takım halinde topun arkasında kaldık ve alanları kapattık.

Yapılan ilk değişiklikler sonrası Milli takım hücumdan eksilirken defansif gücünü artırarak ana plana bağlı kaldı ama bunun sonuçları da ağır olabilirdi. Ucuz kurtulduk.

Değişikliklerle birlikte Hakan, Burak'ın yanına konumlandırıldı. Caner de sol öne geçiş yaptı. Diziliş olarak 4-4-1-1’e döndük. Caner pozisyonunu kaybedip fazla derine inince sahada bir süre çift sol bek gibi göründük. Hamlelerimizle oyunu biraz daha geride kabullendik.

Hollanda teknik direktörü Frank de Boer, Marten de Roon yerine Luuk de Jong'u oyuna alarak eksik olan bitiricilik gücünü pivot bir santrforla artırıp hem iç oyuncularına pozisyon üretimini hem de kenar oyuncularının hücum aksiyonlarını tamamlamayı hedefledi. Ardından yapılan değişiklikler de bu durumu destekler nitelikteydi.

Nitekim emellerine de bu değişikliklerle kısa sürede ulaştılar. Depay'ın ters kanattan gönderdiği topu Davy Klaassen dönerek önüne alınca kaleci Uğurcan Çakır ile karşı karşıya kaldı ve skoru 3-1'e getirdi.

Bu golden hemen sonra benzer bir pozisyonda Depay'ın ters kanattan gönderdiği topu oyuna sonradan giren bir başka oyuncu Luuk de Jong ağlarımıza gönderdi ve skoru 3-2'e getirdi.

Teknik direktörümüz Şenol Güneş ise bu skordan hemen sonra oyuna müdahale edip Kaan Ayhan ve Enes Ünal’ı sahaya sürdü. 

Oyuna yeni giren Enes’in düşürülmesi ile kazanılan serbest vuruşu Burak Yılmaz, ustalığını konuşturup kendisinin 3. Milli takımımızın 4. golümüzü atarak üst üste yenen goller sonrası adeta tüm Türkiye'nin yüreğine su serpti.

Son dakikalarda hücum yönünden iyice zayıflayan Milli takıma karşı daha baskılı oynayan Hollanda, elde edilen pozisyonlarda Uğurcan'ı geçemedi. 90+4'te Hollanda tartışmalı bir penaltı kazandı ancak Uğurcan Çakır bir kez daha kalesinde devleşerek sürprize izin vermedi.

Bu skorla Millilerimiz, 4-2 kazanarak Hollanda'yı başı eğik gönderdi ve 3 puanı alan taraf oldu.

Bu galibiyet gruptaki en büyük rakibimiz ve doğal favori olan Hollanda karşısında bize üstünlük sağlayacaktır. Tıpkı 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda Fransa’ya karşı elde ettiğimiz üstünlük gibi...



Norveç maçı Hollanda maçında kazanılan galibiyetten önce de zordu ancak şimdi daha zorlaştı.

Çünkü Norveç kadrosu önümüzdeki yıllarda dünyanın en iyileri arasında gösterilecek yıldızlara sahip ve bu maçı analiz edip Hollanda’dan daha kompakt oynayacakları kesin.

Sahip olduğumuz jenerasyonun hücum yönünden zengin olduğunu düşünüyorum ve bu sebeple Şenol Güneş'in oynattığı oyunu beğenmiyorum. Ancak Şenol Güneş, bu hücum kadrosundan savunma performansı almayı hedefliyor ve başarıyor.

Milli takımımız sahip olduğu potansiyel ile bana, bizlere Şampiyonluk hayal ettiriyor.

"Güneş ufuktan şimdi doğar, Yürüyelim arkadaşlar!"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

TWEET TADINDA GALATASARAY

      “Sevgili kardeşim Duran Erdem ile çıktığımız bu yolda neredeyse bir yıllık bir blog olan Serbestsekiz hesabımızdan herkese merhaba. Uz...